Gelin Getirme
1983 YILINDA UZUNYAYLA’DA YAŞANMIŞ BİR GELİN GETİRME OLAYI
ANLATAN : Şovgen Ali (şengil)
YORUM : Bıc’ra Saim (Tunç)
OLAY:
Tok’lar Kaftangiye’den Şapar’ların kızını gelin alacaklardır. Gitmeden önce gelin alacakların evinde, nasıl gidileceği konusunda karar almak üzere (vunafe yapmak için) toplantı yapılır. Fakat Thamade tesbitinde iki kişi (Şovh Şerelıukoe ile Şıd Haj Salih) arasında karasız kalınır… Ertesi gün gelinci gideceklerin kendi aralarında halledecekleri düşüncesiyle sabah atlarına biner ve gelin at arabası refakatinde yola koyulurlar. Böylece bir müddet yol aldıktan sonra Şovh Şerelıukoe taraftarları “Va Şovh Şerelıukoe şöyle öne çık, gruba birşeyler söyle, bir düzenlemede bulunda yolumuza öyle devam edelim…” derler. Fakat Şıd Haj Salih taraftarları onu dinlemez ve biraz sonra onlarda aynı girişimde bulunur. Taraftarlar bu tarzda karşılıklı girişimlerde bulunurken bir taraftan da yol aldıklarından köye yaklaşmış olurlar ve Şovh Şerelıukoe taraftarları daha atak davranarak köye habarciyi gönderirler.
Haberci: Gelin almaya gelmekte olan misafirleri karşılamak üzere kız evinde toplanmış olanların huzuruna çıkarak: “ Thamade miz Şovh Şerelıukoe şu kadar mevcudumuz var, bir mani yoksa köye gitmek için müsadelerinizi almak üzere gönderildik” mesajını iletir. Sonra, orada bulunanlar, gelen gelincileri önemsediklerini göstermek bakımından, orta yaşlıların biraz daha beceri sahibi olan Ğucağuke ile Şovgen Hatut ( Şovgen Hatut aynı zaman da Şapar’ların eniştesi pozisyonundadır.) habercinin yanına katarak. Gelen gelincileri buyur etmek için görevlendirirler…
Bu karşılayıcılar, gelen gelincilere ulaşıp buyur etmek için thamade olarak kendilerine bildirilen Şovh Şerelıukoe’ye yöneldiklerinde, karşı tarafa “vallahi yanılıyorsunuz thamademiz Şıd Haj Salih’tir” der. Diğer tarafta “ hayır yanılmıyorsunuz Şovh Şerelıukoe’dir” deyince Ğucağuke ile Hatut bir anormalliğin olduğunu anlayarak dururlar ve Hatut ileri çıkarak gruba “aranızda Başılbey varmı?” diye sorar.(Başılbey, abazaların Şıkarıvoe boyudur.) onlarda kimlerin olduğunu sayarlar. Şovgen Hatut, söylenen isimlerden yaşça daha büyük olanına, Li İbrahim’in yanına yaklaştıktan sonra gruba dönerek yüksek sesle “thamadeniz Li İbrahim Efendi’dir. Onun thamadeliğini kabul etmeyen beni ve kamamı karşısında bulur.” Diyerek thamadeyi tayin etmek suretiyle otorite boşluğunu giderir.
ESKİDEN UYGULANAN ADET
Gelin alacak ailenin büyüğü, komşulardan bir erişkine veya kendine yakın bulduğu, bu işe muhatap olabailecek yeteneğe sahip bir büyüğe konunun halli için sorumluluk alması hususunda ricada bulunur (bu bir komşuluk ve insani görev sayıldığından, gelini getirmek ve kız gelin eden aileye muzahir olmak toplum ve komşuluk görevi olduğundan hatta teklif edilen kişiyi onurlandırma, aileye yakın hissetme genelde geri çevrilmez ve bu kişi aile adına sorumluluklarını yüklenirdi.)Esas (nisaşe thamade) gelini getirme sorumlusu ve aile adına gerçek en üst otorite budur. Aile adına ön çağrıyı, toplantıyı o yapar, (vunafe) yapılacakların düzenlenmesi ve gözlenmesi görevi buna aittir. Gelincileri uğurlar, dönüşlerinde karşılar, sonuçlanmamış davalara muhatap olur,(hatiyako) düğün başı ona tabidir, düğünü onun aracılığıyla düzenler ve denetler. Aile adına tebrikleri o kabul eder ve gelin alan aile tamamen ona tabidir, her istediğini karşılar. Bu suretle gelin alan ailenin zorda bırakılmaması, düğün telaşesinden dolayı ayıp kazandırılmaması hedeflendirmiştir.
VUNAFE’NİN YAPILMASI
Yapılan ön toplantıda konuyu, kendisinden daha büyükler varsa onlara dönük olarak yoksa cemaate hitaben bizzat kendisi için, gelin alma thamadesi açıklar ve nasıl gidilip gelineceğinin tayini, gelnc gideceklerin thamadesi, yardımcı ve diğer görevlendirileceklerin belirlenmesini uygun bir lisanla rica eder. Gerekiyorsa ve eğer yadırganmayacak ortam varsa, bu görevlere uyun bulduğu isimler de gerekçeleriyle birlikte açıklayarak, bu zahmete katlanmaları ricasını tekrarlıyarak cemaate teklifte bulunur.
Kuzey Kafkasya’lılar da ( vuzşımguğum vikiuğaguğame vukeyğapcoj): güvenilir olmayanın güvendirmesi aldatıcıdır, atasözünden de anlaşılacağı gibi herhangi bir göreve kendiliğinden talip olunmaz. Yani gönüllü olmak yoktur. Fakat gönül almak için değil de genelde ayrıntılarıyla düşünülerek yapılan ciddi ve uygun bir teklifin geri çevrilmemesi de usüldendir… Thamadelik seçimi konusunda yapılacak teklifte (yemsa leğupej hurkım): alışmamış ehil olamaz. Değimi bağlamında kişide ilk aranan şey riyakattır. Sonra mani halinin olup olmadığıdır ( mani hal: Kişinin kendi soyundan bir büyüğünün hayatta olması, oğlan veya kız tarafıyla herhangi bir akrabalığının bulunması, kendisinden daha büyüklerinde gelincilere katılacak olması ile gitmesine engel teşkil edecek özel nedenlerinin bulunmasıdır.)
Yapılan toplantılarda oturma düzeni, sıralaması önemlidir… İçeri girince en son ulaşılacak, kapıya nazır en sol baş köşe (jante) yörenin en etkin ve yetkin kişisine aittir. Orada oturan o yörenin thamadesi sayılır. Onun sol yanı ve daha solu Yefendi (imam) veya yine yörenin yetkinlerinden olan iki kişiye aittir. Bu üç oturma yeri sorumluluk taşır, bu yerde oturanlar, mevcud thamadenin yardımcıları ve danışmanları gibidir. Konuşmaları bunlar yönlendirir, herkesin görüşü alınmaya çalışılır ve konuşulanların müşterek yanı, herkesin mutabık kalması gereken nihai kararı thamade açıklar ve ona da herkes uyardı.
GÖREVLENDİRİLEN GELİNCİ THAMADESİ
Gelinci thamadesi ve yardımcısı belirlendikten sonra uygun olan, daha deneyimli gençlerden biri, kendilerine yaver olarak ( pışafe) verilir… Thamdeye arkadaşlık yapacak yaştaki gelinci gidecekler belirlenir. Gelinci gideceklere, toplantıya katılmış herkesin, komşu, köy ve çevre sakinlerinin hepsi, genç, yaşlı veya orta yaşlı mani hali olmayan her sülaleden, sülaleyi temsilen bir kişinin katılması öngörülür, bu kaçılmaz bir sosyal ve toplumsal görev olarak düşünülürdü.
Seçilen thamade yapılan hazırlıklar konusunda yola gidileceği günden en az bir gün önce bilgi alır ve noksanları tamamlattırıdı. Yola çıkıldıktan ve bir müddet yol aldıktan sonra, uygun bir yerde mola verir ve daha önceden belirlenmemişse kızların thamadesini, korumalarını belirler. Hizmetlerine gençlerden aileye yakın olan birini verir. Bu hususta ( şave koet) sadıç tabii bir sorumlu ve görevlidir. Diğer gençlerin hangi büyüklere ve gelinciye katılan misafirlere refakat edeceğine açıklık getirir. Bir de gidecekleri yerde gerekli harcamaların karşılanması için para toplar. Köye yaklaşıldığında tekrar mola vererek kabul edilmeleri hususunda haberci gönderir. Gidilen yerde thamade, kızlarını alacakları aileye veya çok yakınlarına misafir olur. Diğer ailelere misafir olarak dağıtılan gelinci giden misafirleri, grup arkadaşlarını yaveri vasıtasıyla yerlerini bulup bulmadıkları konusunda durumlarını sordurur. Akşam ev sahiplerince verilen yemekte (hoahoe) temenni konuşmasını o yöreden olan biri yapar. Sabah hareketten önce, kız evince verilecek “nış” yemeğinde hoahoe yi gelinci thamadesi yapar. Ayrılırken, herkes atına bindikten sonra veda konuşmasını thamade yapar ve atına en son thamade biner. Dönüşte yine köye yakın biryerde mola verdikleri, ayak üstü yenecek bazı şeylerle (haşlanmış tavuk,halive,lokum,halğoane gibi yiyecekler) mola verilen yerde karşılanır. Eve gelişte önce gelin mızıka ve varidade eşliğinde içeri alınır, sonra thamade ve diğerleri eve müdahil olur. Oğlan evinde verilecek “nış” yemeğinde (hoahoe yi) iyi temenniler ve teşekkür konuşmasını üst thamade yapar ve gelinci giden grubun thamade nin görevi burda bitmiştir. Sonuçlanmamış davalar varsa ve bazı kusurlardan doğan şikayetler burada dile getirilerek çözümlenir. Bunlar daha çok eğitim amaçlı, espiri ve şakamsı şeylerdir. Ciddi olanlar, özel surette ciddi olarak yetkililerce ele alınarak halledilirdi.
Burada gelinci thamadesinin görevleri satır başlarıyla anlatılmıştır. Hizmetlerin çoğu, thamadenin bilgisi tahtında yardımcısı tarafından yerine getirilir. Esas itibariyle her türlü organizasyon, grupla thamade arasındaki münasebet yardımcısı kanalıyla sağlanır. Thamade bir bakıma semboldür, daha çok protokol gerekleriyle uğraşır.
Günümüzde hala uygulanmakta ve bazı rahatsızlıklara sebebiyet veren bazı uygulamaların eskiyle yeni şeklinin hatırlanmasında fayda vardır. O bakımdan bu yöndeki üç uygulamada ki değişikliği işaret ediyoruz:
1-KÖY DELİKANLI HAKKI
Eskiden kızın alınacağı köyün gençlerine ikram edilmek üzere gelinci gidenler beraberlerinde bir paket (sepet) götürürlerdi. Bunun gidilen köy delikanlılarınca kazaya uğratılması da usüldendi. Onun için aileden olan birine teslim edilir ve sorumlu tutulurdu. Gençler geçkin bir delikanlı aracılıyla büyükler nezlinde haklarını aradığında bu paket huzura getirilir, içindekilere bakılır, tamamsa gençlere tevdi edilir ve gelinciler ayrıldıktan bir müddet sonra o vesile ile bir araya gelinir, yenilir içilir, gelin ettikleri kızın anısına gençler kendi aralarında hoşça bir vakit geçirirlerdi.
Pakette (sepette) bulunması gerekenler: üç fırın veya taba ekmeği, üç dilim beyaz peynir veya bir is peyniri, haşlanmış, tuzlanmış ve hafif sarımsaklı tavuk ve bir “Fend mahsıma” . Bunun yerine sonraları üç şişe içki almıştır. Fend : Kuzu işkembesinden yapılmış ( matara gibi) taşınabilen içecek kabıdır.
Şimdi gelinci gidenler bunun yerine bir büyük teneke kutusu bisküvi, on kilo kağıtlı şeker, bir şişe kolonya, on şişe de içki götürmekte ve bunlarda huzura getirilerek görüldükten sonra bir tepsinin üzerine boşaltılarak avuç avuç dağıtılmakta ve bu suretle kişiler, çocuklar gibi sevindirilmekte, ayrıca bu vesile ile dedelerin torunlarına şeker götürmelerine imkan tanınmamaktadır.
2-KOBJE’UT HAKKI
Kobje’ut denilen ve kapı hizmetlisine uygun görülen bir hak vardı, genelde bu nakit olarak karşılanır ve şakası yapılsa da ciddi bir itirazla karşılanmazdı. Şimdi bunun adı bekçi,imam ve muhtar parası veya ayrı ayrı aranan haklar halini almıştır. Miktarı üzerinde çetin pazarlıklar yapılır ve hayli çekişmelere ve oyalanmalara neden olur. Bir de aileye ve gelin kıza emeği geçmiş yaşlı kadının, gelinin kaldırılmasını engellemesi vardı. Bunu da eskiden gelinin görümcesi durumun da olan gelinci gitmiş kız tarafından entari çıkarılarak hediye ederdi. Sonraları entarilik kumaş götürülmeye başlandı. Şimdilerde ise buda paraya döküldü ve ondada hayli güçlüklerle karşılaşılmaktadır.
3-ZEHECE: PARA KATIŞMA USULÜ
Günümüzde yardımlaşma açısından K. Kafkasya’lıların en güzel geleneği diye adlandırlan “para toplama” usulü eskiden şöyle uygulanmakta idi.
Gelinci thamadesi, yola çıkıldıktan sonra ilk mola yerinde ortaya bir yamçı serdirir ve “gideceğimiz yerde bazı masraflarımızın olacağı hepinizce malumdur, grup olarak kendi masraflarımızı kendimiz karşılayacağımıza ve gelin evine yük olmayacağımıza göre para katışmamızda mecburidir.” der ve önce kendisi yamçının üzerine bir mebla bırakır. Diğerleri de onu aşmayacak tarzda katkıda bulunurlardı. Gelin alan aileye yakın akraba olanlar bu para katılımına karışmazlar ancak kapalı olarak thamade ve yardımcısına “ben akrabayım, bana da görev düşer” diye verebileceği miktarda ya bir para verir yada gereğinde kullanılmak üzere thamade tarafından (icap edince alırız) diye rezerv tutulurdu. Harcamalar yapıldıktan sonra bu para katışımından artan miktar, düğün thamadesine verilir, oda lüzümlu harcamaları yaptıktan sonra artan bir şey varsa o gelin alan aileye değil de köy delikanlılarına tahsis edilirdi.
Bu para katışması esnasında thamadenin dikkat ettiği bir başka hususta: Eğer aile zayıf, gerektiğinde kendilerine destek olamayacak durumdaysa, thamade kendisi ortaya daha fazla bir para çıkarır ve “benim katkım esas alınmasın, biraz gayretli olun” ikazında bulunurdu. Eğer rezerv durumu iyi, gerektiğinde mahçup olunmayacağından eminse böyle bir ikaza ihtiyac duymaz ve grubuda zora sokmayacak bir ölçüde sembolik olarak usulü yerine getirirdi.
Bir başka uyulan usulde: Gelinci gidemeyecekler gidenlere, eğer bir maddi katkıda bulunmayı istiyorlarsa, giden birine emanette bulunarak sırası geldiğinde adlarına katkıda bulundururlardı.
Şimdiki uygulamada ise: Yapılan toplantıda thamade belirlendikten hemen sonra bir kalem kağıt alınmakta, hiçbir ölçüye tabi olmadan isimler ve herkesin gönlünden kopan alt alta sıralanarak liste tutulmakta, toplanan para thamade ye veya yardımcısına emanet edilmekte, fazlası aileye bırakılarak gelinci gidileceği gün, vasıtalar kapının önüne çekilerek kadın,kız,çoluk çocuk, herkes arabalara doluşarak gelinci gidilmektedir. Ondan sonrada herşeyde bir sorumsuzluk, bir gelişi güzellik ve her yerde bir kargaşa yaşandığından şikayetler başlamakta ve adetlerin artık çağa ve zamana uymadığı ileri sürülmektedir.
Sonuç olarak, anlattığımız bu eski ve yeni yaşananlar: Günümüzde adına “Cerkes Adeti” dediğimiz bu ve benzer uygulamaları, hangi bilinçle ve hangi mantıkla yaptığımızı, Şovgen Hatut gibi olmasa bile daha uygun bir uslupla ve daha yumuşak bir yaklaşımla, ne yapıldığının bilincinde olan ehil insanlarımızın ikazına ihtiyacımızın olduğunu düşündürmüyor mu?
Birleşik Kafkas Konseyi Dergisi Temmuz-Ağustos-Eylül/1997
YORUMLAR
BENZER İÇERİKLER
ATASÖZLERİ